ELEMENTLER ALÜMİNYUM-SİLİSYUM-FOSFOR-KÜKÜRT NEDİR ?
ELEMENTLER ALÜMİNYUM-SİLİSYUM-FOSFOR-KÜKÜRT NEDİR ? |
ALÜMİNYUM
Alüminyum (Simgesi Al). Gümüş renkte sünek
bir metaldir. Atom numarası 13 tür.
Doğada genellikle boksit cevheri halinde bulunur ve
oksidasyona karşı üstün direnci ile tanınır. Bu direncin temelinde pasivasyon özelliği
yatar. Endüstrinin pek çok kolunda milyonlarca farklı ürünün yapımında
kullanılmakta olup dünya ekonomisi içinde çok önemli bir yeri vardır.
Alüminyumdan üretilmiş yapısal bileşenler uzay ve havacılık sanayii için
vazgeçilmezdir. Hafiflik ve yüksek dayanım özellikleri gerektiren taşımacılık
ve inşaat sanayiinde geniş kullanım alanı bulur. Alüminyum,yumuşak ve
hafif bir metal olup mat gümüşümsü renktedir. Bu renk, havaya maruz kaldığında
üzerinde oluşan ince oksit tabakasından ileri gelir. Alüminyum, zehirleyici ve
manyetik değildir. Kıvılcım çıkarmaz.
Yoğunluğu, çeliğin veya bakırın yaklaşık üçte
biri kadardır. Kolaylıkla dövülebilir, makinede işlenebilir ve dökülebilir. Çok
üstün korozyon özelliklerine sahip olması, üzerinde oluşan oksit tabakasının
koruyucu olmasındandır. Elektrik iletkenliği %64,94 IACS'dir.
Kullanıldığı
Alanlar
Alüminyum kolay soğuyup ısıyı emen bir metal
olması nedeniyle soğutma sanayinde geniş bir yer bulur. Bakırdan daha ucuz
olması ve daha çok bulunması, işlenmesinin kolay olması ve yumuşak olması
nedeniyle birçok sektörde kullanılan bir metaldir.
Alüminyum genel manada soğutucu yapımında, spot
ışıklarda, mutfak gereçleri yapımında, hafiflik esas olan araçların yapımında
(uçak, bisiklet, otomobil motorları, motosikletler vb.) kullanılır. Bunun
yanında sanayide önemli bir madde olan alüminyum günlük hayatta her zaman karşımıza
çıkan bir metaldir.
Alüminyumun diğer bir kullanım alanı
ise asenkron motorlardır. Saf alüminyum (~%99.7 Al) basınçlı döküm yöntemi
ile asenkron motorların rotor üretiminde kullanılır. Bakıra göre hafifliği,
ucuzluğu ve göreceli olarak iyi elektriksel iletkenliğe sahip olması (~%59-60
IACS) alüminyumun asenkron motor endüstrisinde geniş bir yer almasını
sağlamaktadır.
SİLİSYUM
Silisyum, yeryüzünde en çok bulunan elementlerden biridir. Yarı
iletken özelliğe sahip oluşu ve doğada, ormanda, doğal yaşamda çok
bulunması, transistör, diyot ve hafızalarda kullanılabilmesinin
pratik hızlı oluşu, entegre devrelerin ve bilgisayarların silisyum
teknolojisi üzerine inşa edilmesini sağlamıştır. Bugünlerde ise, "Silikon
Vadisi" denilen dev endüstrinin adı bir silisyum bileşiği olan silikondan gelmektedir.
Atom numarası
(proton sayısı) 14'tür. "Si" simgesi ile gösterilmektedir. Oda
sıcaklığında katı haldedir. 4A grubunda 3. periyotta bulunur. Nötr haldeki
elektron dizilimi ilk katmanda 2, ikinci katmanda 8, üçüncü katmanda 4'tür (4
adet valans elektron). Kararlı yapıya sahip değildir (nötr halde). Yoğunluğu
2,33 g/cm3'dür.Diyamanyetik bir elementtir. Bağıl atom kütlesi (izotoplarının
ortalama kütlesi) 28,0855'tir. Kararlı hale geçerken aldığı yükler nedeniyle ve
ayrıca doğada çok bulunduğu için yakın gelecekte tıpkı karbon selektörleri
olduğu gibi silisyum selektörleri de olacağı tahmin edilmektedir.
Camın ana
maddesi kum olarak bilinir. Bunun sebebi camın asıl hammaddesi olan silisyumun
kumda özellikle de deniz kumunda çok bulunmasıdır.
FOSFOR
Fosfor insan
vücudunda kalsiyumdan sonra en fazla bulunan kimyasal
elementtir. Simgesi P ve atom numarası 15 dir.
Bütün organizmalar için fosfor birleşimleri DNA yapıları için büyük
önem taşır. Bunun dışında insan vücudu fosfora kemik ve diş oluşumu,
hücre büyümesi ve onarımı, enerji üretimi, kalp kasının kasılması, sinir ve kas
hareketleri, böbrek işlevleri açısından ihtiyaç duyar. Fosfor ayrıca vitaminlerin kullanımı
ile besinlerin enerjiye dönüştürülmesinde yardımcı olarak vücuda yarar
sağlar. Fosfat (fosforun %85 kadarı kemikte fosfat formunda
depolanır) hücre içi sıvıların ana anyonudur. Fosfatlar dönüştürülebilir
olmalarından ötürü, birçok koenzim sisteminin ve metabolizma
fonksiyonlarının işlemesi için gerekli bileşiklerle birleşme yeteneğine
sahiptir. Fosfatların birçok önemli reaksiyonları
özellikle ATP, ADP ve fosfokreatinin işlevleri ile ilişkilidir.
Fosfor Allotropları
Doğada fosfor üç farklı formda bulunur. Bu değişik biçimlerine allotrop denir. Bunlar
beyaz fosfor, kırmızı fosfor ve siyah fosfordur.
Beyaz fosfor doğada
en yaygın olan fosfor allotropudur. Kristal yapılıdır ve 44.25 °C'de erir.
En önemli özellikleri, karanlıkta ışıldaması ve çok zehirli olmasıdır. Havayla
temas ettiği halde tutuşur ve beyaz dumanlar çıkararak yanar. Bu yüzden su dolu
şişe içinde tutulur. Beyaz fosfor, böcek ve fare zehiri, sis ve yangın
bombaları için kullanılır.
Kırmızı
fosfor güneş ışığı ve ısı etkisiyle beyaz fosfordan oluşur. Beyaz fosforun
aksine kolayca tutuşmaz, ışıldamaz ve zehirli değildir. Erime sıcaklığı ise çok
daha yüksektir. Kırmızı fosfor kibrit yapımında kullanılır.
Siyah fosfor,
beyaz fosforun havasız ortamda ve basınç altında ısıtılmasıyla elde edilir.
Siyah fosfor yarı iletkenlerin yapımı için gerekir.
Biyolojik
Fonksiyonları
Hücre duvarı yapısının devamlılığının
sağlanmasında fosfolipidlerin yapısında bulunur.
Enerji metabolizmasında ATP, GTP, ADP'nin yapısında bulunur.
Oksijen taşınımı ve H+ tamponlanmasında
etkilidir.
DNA ve RNA'nın yapısına girer.
Hücre içi sıvısında en bol bulunan anyondur.
KÜKÜRT
Kükürt, limon
sarısında ametal, yalın katı cisimdir (simgesi S olan kimyasal
bir elementtir). Kükürt doğada yaygın olarak bulunan bir elementtir. Özellikle
en önemli kükürt yataklarının yer aldığı Sicilya, Louisiana ve Japonya'da
eski volkanların yakınında, alçı taşı ya da kireç taşı katmanları arasında
doğal halde bulunur. Çoğunlukla metallerle birleşmiş olarak görülür. Demir,
bakır, kurşun, ve çinko sülfürler, bu metallerin en önemli cevridir. Kalsiyum
sülfatı ya da başka deyişle alçıtaşını saymak gerekir.
Doğada
çeşitli bileşikler halinde bulunan kükürt dahilen hafif laksatif olarak
kullanılır. Dıştan sürüldüğü zaman (losyonlar, merhemler) asalakları
öldürücü seboreyi giderici ve keratin eritici nitelikler gösterir.
Pek çok maddelerin moleküllerinde bir ya da birçok kükürt atomu bulunur.
Kükürdün varlığı bu maddelere sülfamit örneğinde olduğu gibi bakteri
öldürücü özellikler kazandırır.
Kükürt
gidermek bir maddeyi bileşiminde bulunan kükürtten ya da bir sülfürden
arındırmak (dökme demirde bulunan kükürt kireç ferromanganez ya da sodyum
karbonat katılarak giderilir). Kükürt sütü bir asidin hiposültid üzerine
etkimesi sonunda oluşan kolodal kükürt asıltısıdır. Çubuk kükürt,
silindir biçiminde dökülmüş kükürttür.
Hidrojenle kükürt giderme bir benzinin bir mazotun kükürdünü
bir katalizör eşliğinde gidermek için hidrojen kullanan arıtma
yöntemidir.
Kükürt tatsız, kokusuz bir katıdır,
ısı ve elektriği iyi iletmez. Sıcak suya bir parça kükürt atıldığında hafif
çatırtılar çıkar ısıtıldığında 113° dereceye doğru eriyerek açık sarı bir sıvı
verir, bu sıvı daha yüksek sıcaklıkta ağdalı bir kıvama erişerek esmerleşir.
220° dereceye doğru kararır ve akışkanlığını yitirir.
Kükürt kimyasal olarak oksijenle birçok
benzerlik gösterir ve bileşmelerde oksijenin yerine geçer. Ama daha az elektronegatifdir;
Metaller, oksijenle olduğu gibi kükürt buharında yanarak sülfürleri meydana
getirir.
İnsan Vücudu Ve Kükürt
Kükürt Minerali: Bağ dokusu, deri,
tırnak üretimi, kan şekeri seviyesinin kontrolü, vücudun zehirlerden temizlenmesi,
safra üretimi. Sağlıklı saç, cilt ve tırnaklar için gereklidir. Oksijen
dengesinin muhafazasına yardımcı olur, bu da beyin fonksiyonları için çok
önemlidir. Sülfür aynı zamanda B-grubu vitaminlerinin işlevlerini yerine
getirmesine ve karaciğerde safranın salgılanmasına yardımcı olur.